1 Mayıs 2016 Pazar

Sanırım Yunus Emre artık dünyalık kokmuyordu.Bunu kendisi söylüyordu. O bölümde şu yazıyordu.
Yıldız ile güneşi rakip görmediğim sürece yıldızımı güneşte saklayabilirim Güneş yıldızları kuşatan bir güce sahiptir.Yani yıldız Sitare ise Güneş Allah ise Sitare ve Allah'ı kendi çerçevemde düşman etmezsem Sitare'ye olan aşkımı unutabilirim. Bunu hafifletebilirim. Allah'ta çarelerin tükenmeyeceğini onu bu aşk ile yakıp kül etmeyeceğini biliyordu.Zaten bunu anlamıştı Yunus bunu.
Meğer odunların peşinde bildiğimi unuturken aslında acımı unutuyormuş.bağrımdaki yıldızın tutuşturduğu aşk odunun ışığını güneşe katıyormuşum.Sonra bir padişaha rastlar ve padişaha benim bir ustam var o dağa taşa altın ol derse altın oluverir dedi. Padişahın yardımcıları bunu duyunca bizi de Tapduk Sultan'ın yanına götür dedi.Yunus tekkeye götürdü bu dünyalıları ve dünyalılar olanları bir bir Tapduk Sultan'a anlattılar. Ama anlattıkları doğru değildi tam bunu diyecekken o anda çelebi Faruk gelip Kurtulanlar,bilmediğini bilip bildiğini bilmeyenlerdir.Acaba bu söz ne anlatmak istiyordu. Ne anlatmak istediğini bilmem ama Yunus fikrini değiştirip kaçmaya karar verdi.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder