Kin ve şüphe kalpten söküp atmadan yarası asla iyileşmeyecek bir okmuş. Aslında kalpten sökülüp atılsa bile yarası iyileşmez orada kıytı köşelerde bir nefret kalır.Bunu ben çok yaşadım nefret ettiğim bir insan bir nesneyi bir daha eskisi gibi asla sevemem belki şüphe bilgiler vasıtası ile düzeltilebilir çünkü şüphe kesin bilgiler yolu ile geçebilir.Nesnellik vardır ama kin kalpten gelir özneldir. İşte İsmail de Allahtan şüphe babasına kin duyuyordu. Aslında gerçek yüzünden bakılmazsa İsmail 'i kınayamam.O işkenceler yaşadığı kötülükler babasının onu kaybetmesi ile oldu.Bu kadar küçük bir çocuk kaçırılmak ve bırakılmak arasındaki farkı göremediği için babasından nefret etmek yolunu seçti. Allah hakkında düşündükleri sinirden olsa gerek kadere inancı kalmamış. Bu kadar kötü bir kader neden benim başıma geldi. Deyip Allah'tan şüphe duymaya başlamış .Yaratıcı varsa neden yarattıklarına karşı zalimce davranıyor? Aklında böyle sorular dönüp dönüp duruyordu.Bir zaman sonra da pes edip hem Allah'a karşı şüphe hem de abasına kin duydu.Babasını görünce baba diyecek kadar içinde sevgi kalmamıştı.Aslında dilinin ucundaki ba hecesini getiremiyordu.İsmail'in yaptığı göz yaşartıcıydı. Babasını hala seviyordu o.Ama artık Allah'ın olduğundan şüphe duyuyordu.
Ama bölümün sonunda oğluna güzel bir ders veriyordu.Belki bundan sonra kalbi yumuşamıştır.Söz ise şöyleydi:
Sevgiliden korkmak,korkunun en yüksek derecesi,sevgiliden umut etmek umudun en yüksek kertesidir. Sevgilisi olmayan biri,yaşadığını sansa da yürüyen ölüden ibarettir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder